Standart İngilizce dediğimiz şey sadece bütün dünyada konuşulan birçok lehçeden biridir.
- What we call 'Standard English' is only one of the many dialects spoken all over the world.
Tom Mary'yi öldürebilmenin birçok yolunu düşündü.
- Tom thought of the many ways he could kill Mary.
Birçok Asyalının ortak dili İngilizce'dir.
- The common language of many Asians is English.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Çok enteresan yerler biliyorsun, değil mi?
- You know many interesting places, don't you?
Konserde çok fazla kişi vardı.
- There were too many people at the concert.
Takuboku'nun şiirlerini bir çoğunu ezbere öğrendim.
- I learned many of Takuboku's poems by heart.
Gemide bir yığın fare var.
- There are many rats on the ship.
O bir yığın dil konuşmaz.
- She does not speak many languages.
Bu konuda bir hayli kitap var.
- There are many books on this subject.
Akvaryumda bir hayli nadir balık var.
- There are many rare fish at the aquarium.
Bu kabilenin atasal ayinlerinin çoğu zamanla kaybedilmiştir.
- Many of the ancestral rites of this tribe have been lost over time.
Onların birçoğu acıydı.
- Many of them were bitter.
İnsanların birçoğu öldü.
- Many of the people died.
Kaç tane dolma kalemin var?
- How many pens do you have?
Kaç tane çocuğun var?
- How many kids do you have?
Çoğu hastalık yoksulluktan sonuçlanır.
- Many diseases result from poverty.
Çok sayıda misafir vardı-onlardan çoğu bizim öğretmenin sınıf arkadaşları ve arkadaşlarıydı.
- There were many guests - most of them were our teacher's classmates and friends.
Tom adlı kaç kişiyi tanıyorsun?
- How many people do you know named Tom?
Tom adlı kaç tane çocuk, sizin sınıfınızdadır?
- How many kids named Tom are in your class?
Bu şehirde birçok köprü vardır.
- There are many bridges in this city.
Köpeklerin çoğu yaşıyor.
- Many of the dogs are alive.
Many are called, but few are chosen.
A great many do not understand this.
... Now, how many of you like your passport or your driver's ...
... many people from the ancient world came here to you ...