the main tower within the walls of a medieval castle or fortress

listen to the pronunciation of the main tower within the walls of a medieval castle or fortress
İngilizce - Türkçe

the main tower within the walls of a medieval castle or fortress teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

dungeon
zindan

Kraliçe olduğum zaman, Tom'u zindana kilitleyeceğim. - When I am queen, I will lock up Tom in the dungeon.

O zindanı temizlemek Tom'un üç saatini aldı. - It took Tom three hours to clear that dungeon.

keep
{f} tutmak: .It'll keep you warm. Seni sıcak tu(Tarih) She keeps a diary. Günlük tutuyor. He keeps the books. Defter tutuyor
keep
{f} korumak

Eti uzun süre korumak istiyorsanız onu dondurun. - If you want to keep meat for a long time, freeze it.

Orijinal fikrini kopyalanmaktan korumak için, Henry suskunluğa başvurdu. - In order to keep his original idea from being copied, Henry resorted to reticence.

keep
almak

Onu içeriye sokmamak için, ihtiyati tedbirler almak zorunda kaldım. - I would have to take precautionary steps to keep him out.

keep
kale

Tom ilk kez Mary'yi eve getirdiğinde onun annesi bu bir kaleci. dedi. - The first time Tom brought Mary home, his mother said, This one's a keeper.

Çocuk kalemlerini keskin tutmayı severdi. - The boy liked to keep his pencils sharp.

keep
yiyecek

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Kurumu 1990'da kayıt tutmaya başladığından beri, yiyecek fiyatları en yüksek seviyesindedir. - Food prices are at their highest level since the United Nations Food and Agriculture Organization began keeping records in 1990.

Bütün bu yiyecekleri tutacak bir yerimiz yok. - We have no place to keep all this food.

keep
(belli bir durumda) engellemek
keep
yemek

Tom'u çok yemekten engelle. - Keep Tom from eating too much.

Mary en iyi yemek takımlarını o dolapta tutar. - Mary keeps her best dishes in that cabinet.

keep
elde tutmak
dungeon
{i} burç
dungeon
{i} kule
keep
(İnşaat) korumak, muhafaza etmek
keep
{f} kalmak

Bir kriz anında sakin kalmak ve kontrolü kaybetmemek gereklidir. - It is essential to keep calm in a time of crisis and avoid going haywire.

Sağlıklı kalmak istiyorsan, daha çok egzersiz yapmalısın. - If you want to keep healthy, you should do more exercises.

keep
idame etmek
keep
{f} işletmek
İngilizce - İngilizce
dungeon
keep
the main tower within the walls of a medieval castle or fortress

    Heceleme

    the Main tow·er with·in the walls of a me·di·e·val cas·tle or for·tress

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi meyn tauır wîdhîn dhi wôlz ıv ı midivıl käsıl ır fôrtrıs

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈmān ˈtouər wəˈᴛʜən ᴛʜē ˈwôlz əv ə mēˈdēvəl ˈkasəl ər ˈfôrtrəs/ /ðiː ˈmeɪn ˈtaʊɜr wɪˈðɪn ðiː ˈwɔːlz əv ə miːˈdiːvəl ˈkæsəl ɜr ˈfɔːrtrəs/