Onun esas ilgisi tarihtedir.
- His main interest is in history.
Martılar esas olarak kıyı kuşlarıdır.
- Seagulls are mainly coastal birds.
Planın asıl amacını açıkladı.
- He explained the main purpose of the plan.
Para kazanmak hayatındaki asıl amaçtır.
- Making money is his main purpose in life.
Fosil yakıtlar küresel ısınmanın başlıca nedenleridir.
- Fossil fuels are the main causes of global warming.
Otistik insanların yalnızca yaklaşık yüzde 15'i işgücündedir, başlıca nedeni insanların onlar hakkındaki büyük peşin hükümleridir.
- Only about 15 per cent of people with autism are in the workforce, mainly because people are so judgemental about them.
Birçok küçük kasabaların ana yolları büyük ölçüde Wal-Mart gibi büyük devlerin sayesinde neredeyse bırakılmaktadırlar.
- The main streets of many small towns have been all but abandoned thanks, in large part, to behemoths like Wal-Mart.
İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem.
- In English there are eight main parts of speech: noun, verb, adjective, adverb, pronoun, preposition, conjunction and finally interjection.
Hinduizm Hindistan'daki başlıca dindir.
- Hinduism is the main religion in India.
Asıl sorun ne zaman başlanacağıdır.
- When to start is the main problem.
Turun ortasında onlar ana gruptan ayrıldılar.
- In the middle of the tour, they became separated from the main group.
Endişelendiğim en önemli şey endişeli olmadığımdır.
- The main thing I'm worried about is that I'm not worried.
Japonyanın temel ürünü pirinçtir.
- The main crop of Japan is rice.
Bu planın temel amacı nedir?
- What is the main purpose of this plan?
Baş konuşmacıyı tanıtmak zorunda kalacağımı bilmiyordum.
- I didn't know I was going to have to introduce the main speaker.
Zor iş başarının ana unsurudur.
- Hard work is the main element of success.
Güney Yarımküre, çoğunlukla okyanuslardan oluşur.
- The Southern Hemisphere is comprised mainly of oceans.
Tashtego's long, lean, sable hair, his high cheek bones, and black rounding eyes --all this sufficiently proclaimed him an inheritor of the unvitiated blood of those proud warrior hunters, who, in quest of the great New England moose, had scoured, bow in hand, the aboriginal forests of the main.
... can't engage in some of this risky behavior that is putting Main Street at risk. We're ...
... main interest of this building lies in its which these complicate with arab ...