the lowest price at which someone is willing to sell a security

listen to the pronunciation of the lowest price at which someone is willing to sell a security
İngilizce - Türkçe

the lowest price at which someone is willing to sell a security teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

ask
{f} sormak

Biraz geçmişi araştırma yapıyorum, ve size birkaç soru sormak istiyorum. - I'm doing some history research and would like to ask you a few questions.

Ben onlara düğün günlerinin ne zaman olduğunu sormak istiyorum. - I want to ask them when their wedding day is.

ask
{f} soru sormak

Tom Mary'ye bir soru sormak istedi. - Tom wanted to ask Mary a question.

Böylesina aptal bir soru sormaktan daha iyisini biliyordu. - She knew better than to ask such a stupid question.

ask
{f} istemek

O,sadece yardım istemek zorunda. - He has only to ask for help.

Sadece onun yardımını istemek zorundasın. - You have only to ask for his help.

ask
yalvarmak
ask
{f} aranmak
ask
{f} rica etmek

Tom Mary'ye onunla dışarı çıkmasını rica etmek istedi, ama cesareti yoktu. - Tom wanted to ask Mary to go out with him, but he didn't have the courage to.

Ben dikkatsizce e-posta adresini sildim ve onun için Yeni Zelandadaki Russel'den rica etmek zorunda kaldım. - I carelessly deleted your e-mail address and had to ask Russell in New Zealand for it.

ask
talep etmek
ask
{f} hak etmek
ask
davet etmek

Tom baloya Mary'yi davet etmek istedi. - Tom wanted to ask Mary to the prom.

Tom bana Mary'yi dansa davet etmek istediğini söyledi. - Tom told me that he intended to ask Mary to the dance.

ask
çağırmak
ask
sor

O, ona nerede yaşadığını sordu. - He asked her where she lived.

Altı yaşındaki birine sorun, altmış yaşındaki birine değil. - Ask a six-year-old, not a sixty-year-old.

ask
ihtiyaç göstermek
ask
{f} kaşınmak
ask
aramak
ask
teklif etmek

Madem ki Tom ve Mary ayrıldılar, ona çıkma teklif etmek için sorun yok. - Now that Tom and Mary have broken up, it's probably OK to ask her out on a date.

Ona dans etmeyi teklif etmekten ve reddedilmekten korkuyorum. - I'm afraid of asking her to dance and being turned down.

ask
ask in içeriye davet etmek
ask
{f} istemek: He asked to be excused from the table. Sofradan ayrılmak için izin istedi. She's asking a lot for this poodle. Bu
ask
icap ettirmek
İngilizce - İngilizce
ask©¥
ask
the lowest price at which someone is willing to sell a security

    Heceleme

    the lowest price at which some·one I·s will·ing to sell a se·cu·ri·ty

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi lōıst prays ät hwîç sʌmwʌn îz wîlîng tı sel ı sîkyûrıti

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈlōəst ˈprīs ˈat ˈhwəʧ ˈsəmˌwən əz ˈwələɴɢ tə ˈsel ə səˈkyo͝orətē/ /ðiː ˈloʊəst ˈpraɪs ˈæt ˈhwɪʧ ˈsʌmˌwʌn ɪz ˈwɪlɪŋ tə ˈsɛl ə sɪˈkjʊrətiː/