the local legislature (landtag) of an austrian province

listen to the pronunciation of the local legislature (landtag) of an austrian province
İngilizce - Türkçe

the local legislature (landtag) of an austrian province teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

diet
{i} diyet

Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor. - She is on a diet for fear that she will put on weight.

Diyetisyenler yemek branşında uzmandırlar. - Dieticians are experts in the food industry.

diet
{i} perhiz

Perhize başladığımdan beri çok kilo kaybettim. - I've lost a lot of weight since I've been on a diet.

diet
{i} beslenme biçimi
diet
{i} beslenme düzeni
diet
(Denizbilim) besindüzen
diet
(Biyokimya) besidüzen
diet
{i} gıda
diet
gıda rejimi
diet
rejim yapmak
diet
yiyecek

Çoğumuz dengeli yiyecek yemeyiz. - Most of us don't eat a balanced diet.

Japonya'da ana yiyecek pirinçtir. - The main diet in Japan is rice.

diet
rejim

Benimle bir rejime başlamak ister misin? - Do you want to go on a diet with me?

Çok şişman olduğun için bir rejime başlamalısın. - You must go on a diet because you are too fat.

diet
perhiz yapmak
diet
rej

Benimle bir rejime başlamak ister misin? - Do you want to go on a diet with me?

Çok şişman olduğun için bir rejime başlamalısın. - You must go on a diet because you are too fat.

diet
be on a diet perhiz yapmak
diet
(isim) diyet, beslenme düzeni, gıda, rejim, perhiz; kurultay, meclis, oturum
diet
diyet,v.diyet yap: n.diyet
diet
{f} perhiz vermek
İngilizce - İngilizce
diet