Dün kampüste onunla buluştu.
- I met her on campus yesterday.
Üniversite Yönetimi, New York'ta bir şube kampüs kurmaya karar verdi.
- The University Administration decided to set up a branch campus in New York.
Ne güzel bir yerleşke!
- What a beautiful campus!
Kampus polisini aradı.
- She called the campus police.