the great sea, as distinguished from an arm, bay, etc

listen to the pronunciation of the great sea, as distinguished from an arm, bay, etc
İngilizce - Türkçe

the great sea, as distinguished from an arm, bay, etc teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

main
{s} başlıca

Tom'un başlıca başarıları nedir? - What are Tom's main achievements?

Fosil yakıtlar küresel ısınmanın başlıca nedenleridir. - Fossil fuels are the main causes of global warming.

main
asıl

Planın asıl amacını açıkladı. - He explained the main purpose of the plan.

Fransızca öğrenmek için asıl nedenin nedir? - What's your main reason for studying French?

main
ana

İranlılar ana yemeği yoğurt ile yerlerdi. - Iranians used to eat main meal with yoghurt.

İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem. - In English there are eight main parts of speech: noun, verb, adjective, adverb, pronoun, preposition, conjunction and finally interjection.

main
(Bilgisayar) ana ana
main
esasen
main
(Bilgisayar) ana grup

Turun ortasında onlar ana gruptan ayrıldılar. - In the middle of the tour, they became separated from the main group.

main
en önemli

Endişelendiğim en önemli şey endişeli olmadığımdır. - The main thing I'm worried about is that I'm not worried.

main
{i} kuvvet
main
ana Ana / Asıl / Ana grup
main
ana main bearing ana yatak
main
Main Street bir kasabanın çarşı caddesi
main
main deckbaş güverte
main
(İnşaat) ana, esas
main
{i} zor

Baş konuşmacıyı tanıtmak zorunda kalacağımı bilmiyordum. - I didn't know I was going to have to introduce the main speaker.

Birinin ününü sürdürmek zordur. - It is hard to maintain one's reputation.

main
gerektiren sebepler
main
(isim) ana boru, deniz, okyanus, zor, kuvvet, horoz dövüşü
main
(Tıp) Bakınız: Hand
main
{i} okyanus

Güney Yarımküre, çoğunlukla okyanuslardan oluşur. - The Southern Hemisphere is comprised mainly of oceans.

İngilizce - İngilizce
main
the great sea, as distinguished from an arm, bay, etc