Hükümet çiftçilere yeni vergi koydu.
- The government imposed a new tax on farmers.
Hükümet sivil ilişkilerden zarar görüyor.
- A government suffers from civil affairs.
Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
- The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
Ben bir devlet işçisiyim.
- I'm a government worker.
Belediye idaresinin pek çok bürosu belediye binasındadır.
- Many offices of the municipal government are in the town hall.
Hükümet temel değişiklikler yapmalı.
- The government must make fundamental changes.
Hükümet sivil ilişkilerden zarar görüyor.
- A government suffers from civil affairs.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Şehir yönetimindeki yozlaşmayı ortaya çıkardı.
- He exposed corruption in the city government.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
... I think it's not from government officials, should ...
... But what prevents the government? ...