Terziye güvenmiyorum.
- I don't trust the tailor.
Uzun zaman önce, orada üç oğlu ve sadece bir keçisi olan bir terzi yaşadı.
- A long time ago, there lived a tailor who had three sons, but only one goat.
Büyük bir akvaryum balığı gölette yüzer.
- A large goldfish swims in the pond.
Akvaryum balığı besliyorum.
- I'm feeding the goldfish.
Japon balığım hasta görünüyor. Neyi olduğunu merak ediyorum.
- My goldfish looks sick. I wonder what's wrong with it.
Beni geri bırakırsan dileklerinden birini yerine getireceğim. dedi Japon balığı.
- If you throw me back, I'll fulfill one of your wishes, said the goldfish.
For the children's fair we'll have a few games they can play, so that each child wins a goldfish as a prize.