Yakında bir yangın patlak verdi.
- A fire broke out nearby.
Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
- Excuse me, is there a toilet nearby?
Onu yakındaki bir eve taşıdılar.
- They carried him to a nearby house.
Yakındaki parkta oynamaları söylendi.
- They were told to play in the nearby park.