Sue'nun büyük bir poposu var ama o umursamıyor.
- Sue has a big bottom, but she doesn't care.
Bir bebeğin poposu kadar pürüzsüz.
- It's as smooth as a baby's bottom.
34. sayfada alttan yedinci satıra bak.
- Look at the seventh line from the bottom on page 34.
Biz her zaman altta değil ve üstte olabilir miyiz?
- May we always be on top and not at the bottom.
Pantolon alttan giyilirdi.
- The trousers were worn at the bottom.
34. sayfada alttan yedinci satıra bak.
- Look at the seventh line from the bottom on page 34.
Onun başaracağına dair son dolarımla bahse girerim.
- I'll bet my bottom dollar he'll succeed.
Evi baştan aşağı aradıktan sonra Tom, kaybettiğini düşündüğü cüzdanı buldu.
- Tom found the wallet he thought he'd lost after searching the house from top to bottom.
Tom'un ayakkabısının altında sıkışmış biraz sakız var.
- Tom got some chewing gum stuck on the bottom of his shoe.
Ben alt katta yaşıyorum.
- I live on the bottom floor.
Gemi denizin dibine battı.
- The ship sank to the bottom of the sea.
Gemi denizin dibine battı.
- The ship went down to the bottom of the sea.