the freshness and vitality characteristic of a young person

listen to the pronunciation of the freshness and vitality characteristic of a young person
İngilizce - Türkçe

the freshness and vitality characteristic of a young person teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

youth
nevcivan
youth
dadaş
youth
gençlik evresi
juvenility
gençler
youth
genç adam
youth
genç

Ben o şarkıyı ne zaman duysam, gençliğimi hatırlıyorum. - When I hear that song I remember my youth.

Onlar, Tom'un gençliğinde hangi zorlukları yaşadığını bilmiyorlar. - They don't know what difficulties Tom went through in his youth.

juvenility
olgunlaşmamış bir kimsenin tavrı
juvenility
gençlik/çocukluk
juvenility
{i} çocukluk
juvenility
{i} çocukça davranış
juvenility
gençlik hali
juvenility
{i} çocuklar
juvenility
{i} gençlik
youth
(isim) gençlik, dinçlik, bahar, delikanlılık, delikanlı, tazelik, genç, gençler
youth
{i} bahar
youth
{i} gençler

Gençler bahçede yerler. - The youth eat in the garden.

Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar. - Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.

youth
{i} delikanlı, genç, genç adam
İngilizce - İngilizce
youth
juvenility
youthfulness
the freshness and vitality characteristic of a young person

    Heceleme

    the fresh·ness and vi·tal·i·ty char·ac·ter·is·tic of a young per·son

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi freşnıs ınd vaytälıti kerıktırîstîk ıv ı yʌng pırsın

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈfresʜnəs ənd vīˈtalətē ˌkerəktərˈəstək əv ə ˈyəɴɢ ˈpərsən/ /ðiː ˈfrɛʃnəs ənd vaɪˈtælətiː ˌkɛrəktɜrˈɪstɪk əv ə ˈjʌŋ ˈpɜrsən/