the force supplied to a machine in order to produce an action

listen to the pronunciation of the force supplied to a machine in order to produce an action
İngilizce - Türkçe

the force supplied to a machine in order to produce an action teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

effort
{i} gayret

Çok az bir gayretle kitabı yazdı. - She wrote the book with very little effort.

Eğer gayret etmezse, hiç kimse İngilizceye hakim olamaz. - No one can master English if he doesn't make effort.

effort
{i} çaba

Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır. - In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.

Çabalar her zaman faydalı olmaz. - Efforts do not always pay off.

effort
(Askeri) GAYRET, ÇALIŞMA, ÇABA
effort
(Askeri) çalışma

Bu yaşlı politikacılar neden yeniden seçilmeye çalışmak için bu kadar çok zaman ve emek harcıyorlar? Hayatlarının çok daha uzun sürmesi muhtemel değildir. - Why do these elderly politicians spend so much time and effort trying to get reelected? Their lives are not likely to last much longer.

Ortak çalışmaya dayalı bir çabaydı. - It was a collaborative effort.

effort
ceht
effort
teşebbüs
effort
çaba harcama

Herkes kendi dilini öğrenir ve asla diğer dillerden bir tek sözcük bile öğrenmek için herhangi bir çaba harcamaz. - Everybody learns their own language and never make any effort to learn even one word of other languages.

O, çaba harcamadan ağaca tırmandı. - He climbed up the tree without effort.

effort
{i} çabalama
effort
kudret
effort
effortless gayretsiz
effort
{i} girişim

Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır. - In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.

effort
{i} deneme
effort
{i} gayret, çaba, efor
effort
kendini sıkma
effort
çaba göstermeyen
effort
{i} eser
İngilizce - İngilizce
effort
the force supplied to a machine in order to produce an action

    Heceleme

    the force sup·plied to a ma·chine in or·der to pro·duce an ac·tion

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi fôrs sıplayd tı ı mışin în ôrdır tı prıdus ın äkşın

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈfôrs səˈplīd tə ə məˈsʜēn ən ˈôrdər tə prəˈdo͞os ən ˈaksʜən/ /ðiː ˈfɔːrs səˈplaɪd tə ə məˈʃiːn ɪn ˈɔːrdɜr tə prəˈduːs ən ˈækʃən/