the first part of time, original, first cause, act or state, commencement

listen to the pronunciation of the first part of time, original, first cause, act or state, commencement
İngilizce - Türkçe

the first part of time, original, first cause, act or state, commencement teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

beginning
başlangıç

O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur. - At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.

Bütün başlangıçlar zordur. - All beginnings are difficult.

beginning
{i} baş

O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur. - At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.

Önümüzdeki ayın başında Tokyo'ya varacak. - She will arrive in Tokyo at the beginning of next month.

beginning
başlangıç noktası
beginning
neşet
beginning
başlayarak

Önümüzdeki hafta başlayarak yeni bir ders kitabı kullanacağız. - Beginning next week, we'll be using a new textbook.

beginning
milad
beginning
{f} başla

Başlangıç işin en önemli kısmıdır. - The beginning is the most important part of the work.

O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur. - At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.

beginning
başlangıç çekidi
beginning
menşe
beginning
mebde
beginning
{i} köken
beginning
{s} ilk

İlk başta işimden hoşlanmadım ama artık ondan hoşlanmaya başlıyorum. - At first I didn't like my job, but I'm beginning to enjoy it now.

O zaman ilkbaharın başlangıcıydı. - It was then the beginning of spring.

beginning
{i} kaynak, baş, esas
beginning
{i} kaynak

Kaynaklar tükenmeye başlıyor. - The supplies are beginning to give out.

İngilizce - İngilizce
{n} beginning
the first part of time, original, first cause, act or state, commencement