the first part of time, original, first cause, act or state, commencement

listen to the pronunciation of the first part of time, original, first cause, act or state, commencement
İngilizce - Türkçe

the first part of time, original, first cause, act or state, commencement teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

beginning
başlangıç

İyi bir başlangıç iyi bir bitiş yapar. - A good beginning makes a good ending.

Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. - In the beginning God created the heaven and the earth.

beginning
{i} baş

O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur. - At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.

Soğuk kanlılığımı kaybetmeye başlıyordum. - I was beginning to lose my cool.

beginning
başlangıç noktası
beginning
neşet
beginning
başlayarak

Önümüzdeki hafta başlayarak yeni bir ders kitabı kullanacağız. - Beginning next week, we'll be using a new textbook.

beginning
milad
beginning
{f} başla

Bütün başlangıçlar zordur. - All beginnings are difficult.

O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur. - At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.

beginning
başlangıç çekidi
beginning
menşe
beginning
mebde
beginning
{i} köken
beginning
{s} ilk

O zaman ilkbaharın başlangıcıydı. - It was then the beginning of spring.

İlk başta işimden hoşlanmadım ama artık ondan hoşlanmaya başlıyorum. - At first I didn't like my job, but I'm beginning to enjoy it now.

beginning
{i} kaynak, baş, esas
beginning
{i} kaynak

Kaynaklar tükenmeye başlıyor. - The supplies are beginning to give out.

İngilizce - İngilizce
{n} beginning
the first part of time, original, first cause, act or state, commencement