O, birincilik ödülünü kazanmakla övündü.
- She boasted of having won the first prize.
Amatör şarkıcı eller aşağı yetenek yarışmasında birincilik ödülünü almıştır.
- The amateur singer won first in the talent show hands down.
Bir insan her şeyden önce görünümü ile değerlendirilecektir.
- One will be judged by one's appearance first of all.
Tom on beş yıldan daha önce ilk eşinden boşandı.
- Tom divorced his first wife more than fifteen years ago.
1958'de, Brezilya ilk Dünya Kupası zaferini kazandı.
- In 1958, Brazil won its first World Cup victory.
N8, Nokia'nın Symbian 3 işletim sistemi kullanan ilk aygıtı olacak.
- The N8 will be the first device by Nokia with the Symbian^3 operating system
Öncelikle, onun niçin öyle düşündüğünü anlamaya çalışacağım.
- First, I'll try to understand why he thinks so.
Öncelikle bu formu doldurun, lütfen.
- Please fill out this form first.
O yazım yarışmasında birincilik ödülü kazandı.
- He won first prize at the spelling contest.
O, birincilik ödülünü kazanmakla övündü.
- She boasted of having won the first prize.
Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?
- What came first? The egg or the hen?
Atomu ilk olarak kim parçaladı?
- Who first split the atom?
Öncelikli olarak yapacak bir şeyim var.
- I have something to do first.
Ben ilk başta onun kolay olduğunu düşündüm.
- I thought it easy at first.
En başta gitar çalamıyordum.
- At first, I couldn't play the guitar.
Paris'e ilk kez gitti.
- He went to Paris for the first time.
İki yılda ilk kez bir film izledim.
- I saw a movie for the first time in two years.
Tom on beş yıldan daha önce ilk eşinden boşandı.
- Tom divorced his first wife more than fifteen years ago.
Önce Hong Kong'a gideceğiz ve sonra Singapura gideceğiz.
- We'll go to Hong Kong first, and then we'll go to Singapore.
Onun mükemmel bir yazar olduğunu söylemek abartı değildir.
- It is no exaggeration to say that he is a first-rate writer.
İlk başta mükemmel bir adam gibi görünüyordu.
- At first, he seemed like the perfect guy.
Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim.
- Let's draw lots to decide who goes first.
Biri bu kitabın ilk üç sayfasını yırtmış.
- Someone has ripped out the first three pages of this book.
Kuaförlüğün bu stili 19. yüzyılın başlarında ilk kez görüldü.
- This style of hairdressing first appeared in the early 19th century.
Ben ilk başta onun kolay olduğunu düşündüm.
- I thought it easy at first.
Tom her ayın ilk gününde kira öder.
- Tom pays rent on the first day of every month.
Kiranı her zaman ayın ilk gününde ödemen gerekiyor.
- You're supposed to always pay your rent on the first of the month.
Yunanların önde gelen tanrısı Zeus'u şereflendirmek için İsa'dan Önce 776'da ilk Olimpiyat oyunları Olimpos Dağının eteğinde düzenlendi.
- In 776 B.C., the first Olympic Games were held at the foot of Mount Olympus to honor the Greeks' chief god, Zeus.
Başlangıçta hatalarım hakkında endişeliydim.
- I was worried about my mistakes at first.
Başlangıçta, onun senin erkek kardeşin olduğunu sandım.
- At first, I thought he was your brother.
Bu evvela üzerinde çalışmamız iktiza eden meseledir.
- This is the problem we should work on first.
Tom evvela oraya gitmek istemedi.
- Tom never wanted to go there in the first place.
Lütfen ilk önce halıyı temizle.
- Please beat the rug, first.
Romalılar ilk önce Latince çalışması gerekli olsaydı, asla dünyayı fethetme şansları olmazdı.
- The Romans would never have had the chance to conquer the world if they had first been required to study Latin.
There was a close play at first.
THE favourable reception the Orrery has met with from Perſons of the firſt diſtinction, and from Gentlemen and Ladies in general, has induced me to add to it ſeveral new improvements in order to give it a degree of Perfection; and diſtinguiſh it from others ; which by Piracy, or Imitation, may be introduced to the Public.
This is a first. For once he has nothing to say.
The first will be last.
- The first will be the last.
The first will be the last.
- The first will be last.
... first commander of an American space shuttle, one on the ...
... So, first of all, a few of us engineers ...