the final point of something in space or time

listen to the pronunciation of the final point of something in space or time
İngilizce - Türkçe

the final point of something in space or time teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

end
{f} sona ermek

Öyle sona ermek zorunda değildi. - It didn't have to end like that.

Öyle sona ermek zorunda değil. - It doesn't have to end like that.

end
{f} son vermek

Ben tartışmaya bir son vermek istiyorum. - I want to put an end to the quarrel.

Tom buna bir son vermek istiyor. - Tom wants to end this.

end
son bulmak
end
sona erdirmek

Japonya, Kore için herhangi bir Rus tehdidini sona erdirmek istiyordu. - Japan wanted to end any Russian threat to Korea.

Onlar sadece İngiliz egemenliğini sona erdirmek için savaştılar. - They had just fought a war to end British rule.

end
{i} mec. ölüm, son
end
son kısım
end
bitim

O, filmin bitiminde çok farklı. - She's very different at the end of the movie.

Dersin bitimine 10 dakika kaldı. - 10 minutes remained until the end of the lesson.

end
{f} bit

Bu yaz tatili çok çabuk bitti. - The summer vacation has come to an end too soon.

Ne yazık ki, gıda malzemeleri, kış sonundan önce bitti. - Unfortunately, the food supplies gave out before the end of winter.

end
{i} erek
end
{i} akıbet
end
encam
end
{i} kalıntı
end
end onbaş başa
end
tos vuruşu gibi baş başa
end
(Tıp) Son, uç, herhangi bir oluşumun sonu veya ucu
end
baş

O, kendini öldürmeye çalıştı fakat o başarısızlıkla sonuçlandı. - He tried to kill himself but it ended in failure.

İyi başlayan iyi biter. - A good beginning makes a good ending.

end
(Tekstil) 1. uç 2. son
end
{f} bitirmek, son vermek; bitmek, sona ermek
end
bitme

Bu iş iyi bitmeyecek. - This is not going to end well.

Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter. - Life never ends but earthly life does.

İngilizce - İngilizce
end

they followed him... into a sort of a central hall; out of which they could dimly see other long tunnel-like passages branching, passages mysterious and without apparent end.

the final point of something in space or time

    Heceleme

    the fi·nal point of some·thing in space or time

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi faynıl poynt ıv sʌmthîng în speys ır taym

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈfīnəl ˈpoint əv ˈsəmᴛʜəɴɢ ən ˈspās ər ˈtīm/ /ðiː ˈfaɪnəl ˈpɔɪnt əv ˈsʌmθɪŋ ɪn ˈspeɪs ɜr ˈtaɪm/