the fact of having done wrong

listen to the pronunciation of the fact of having done wrong
İngilizce - Türkçe

the fact of having done wrong teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

guilt
suçluluk

Suçluluk tüm yüzünde yazılı. - Guilt is written all over your face.

Tom kendinde inanılmaz suçluluk hissetti. - Tom felt tremendous guilt.

guilt
{i} kabahat
guilt
töhmet
guilt
cürüm
guilt
utanç
guilt
suçluluk duygusu

Hafif bir suçluluk duygusu olsa da o kendini gülmekten alamadı. - He could not refrain from smiling, though with a slight sense of guilt.

guilt
sorumluluk
guilt
guiltless not guilty masum
guilt
suçl

O cinayetten suçludur. - He is guilty of murder.

O cinayetten suçlu bulundu. - He was found guilty of murder.

guilt
{i} günahkârlık
guilt
{i} suç

O cinayetten suçludur. - He is guilty of murder.

O cinayetten suçluydu. - He was guilty of murder.

guilt
(Sosyoloji, Toplumbilim) suçluluk (duygusu)
guilt
guilt by association bir kimsenin meşru hareketlerini veya tanıdıklarını şüpheli sayarak gizli suçları olduğunu tahmin etme
guilt
suçsuz

Sanık cinnet nedeniyle suçsuz bulundu. - The defendant was found not guilty by reason of insanity.

Biz sanık, Tom Jackson'ı suçsuz buluyoruz. - We find the defendant, Tom Jackson, not guilty.

İngilizce - İngilizce
guilt
the fact of having done wrong

    Heceleme

    the fact of ha·ving done wrong

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi fäkt ıv hävîng dʌn rông

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈfakt əv ˈhavəɴɢ ˈdən ˈrôɴɢ/ /ðiː ˈfækt əv ˈhævɪŋ ˈdʌn ˈrɔːŋ/