the emotion of hate; a feeling of dislike so strong that it demands action

listen to the pronunciation of the emotion of hate; a feeling of dislike so strong that it demands action
İngilizce - Türkçe

the emotion of hate; a feeling of dislike so strong that it demands action teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

hate
nefret etmek

Hiç kimse ülkemden nefret etmek istemedi. - Nobody wanted to hate my country.

Kimse benim ülkemden nefret etmek istemez. - Nobody wants to hate my country.

hate
{i} nefret

Ondan nefret etmemin nedeni bu. - This is why I hate him.

O, kocasından nefret etti. - She hated her husband.

hate
nefret duymak
hate
{i} kin
hate
{f} nefret et

Fred benden nefret ettiğini söyleyecek kadar uzağa gitti. - Fred went so far as to say that he had hated me.

O, ona bir kazak satın aldı, ama o renginden nefret etti. - She bought him a sweater, but he hated the color.

hate
beğenmemek
hatred
hınç
hate
hoşlanmamak
hatred
kin

Tom kin ve nefretle Mary'ye baktı. - Tom glared at Mary with hatred and disgust.

Barış, aşk ve bilgeliktir - bu cennet. Savaş kin ve ahmaklıktır - bu cehennem. - Peace is love and wisdom – it's heaven. War is hatred and folly – it's hell.

hate
{f} sevmemek
hate
bir kimseye düşman olmak
hate
{i} iğrenme
hate
{f} kin beslemek
hate
{f} istememek
hate
{f} iğrenmek
İngilizce - İngilizce
hatred
hate
the emotion of hate; a feeling of dislike so strong that it demands action

    Heceleme

    the e·mo·tion of hate; a feel·ing of dis·like so strong that it demands ac·tion

    Telaffuz