the details; particulars

listen to the pronunciation of the details; particulars
İngilizce - Türkçe

the details; particulars teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

specific
özel

O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti. - Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.

Özellikli bilgi istiyorum. - I want specific information.

specific
(Mühendislik) özgül
specific
belirli

Bizim masumiyetinle ilgili belirli bir kanıtımız var. - We have specific proof of your innocence.

Köpeğinizi her gün belirli bir zamanda beslemenin en iyisi olduğunu duydum. - I've heard that it is best to always feed your dog at a specific time every day.

specific
{s} spesifik

Daha spesifik olmak için sana ihtiyacım olacak. - I'm going to need you to be more specific.

O senin için yeterince spesifik mi? - Is that specific enough for you?

specific
{s} özellikli

Özellikli bilgi istiyorum. - I want specific information.

specific
(Tıp) özgün
specific
bir türe özgü
specific
kesin
specific
(Tıp) Türe ait
specific
(sıfat) spesifik, özel, belli, belirli, kendine özgü, özellikli, özgül, kesin
specific
(Tıp) Bir hastalığa mahsus olan
specific
tedavi edici tıb
specific
öze

Keşke daha özel olabilsem. - I wish I could be more specific.

O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti. - Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.

specific
ağırlık ve miktara göre alınan gümrük vergisine ait
specific
belirli bir mikroptan husule gelen
specific
(isim) özel ilaç, özel amaçlı ilaç
specific
{s} fiz., kim. özgül
specific
özgü, belirli
İngilizce - İngilizce
specific
the details; particulars