Savaşın sonunu yalnızca ölüler görür.
- Only the dead have seen the end of war.
Ölüler ve yaralılar yakında her yerde yatıyordu.
- The dead and wounded soon lay everywhere.
Tom geçen pazartesi günü ayrıldı.
- Tom departed last Monday.
O çok yakında ayrıldı.
- She departed very soon.
O, ölü bedeni görünce korktu.
- She was scared at the sight of the dead body.
Ölüm iki şeyden biridir.O ya ölümlülüktür, ve ölüler herhangi bir şeyin bilincinde değildir; ya da bize söylenildiği gibi, gerçekten bir değişikliktir: ruhun bu yerden ötekine göç etmesidir.
- Death is one of two things. Either it is annihilation, and the dead have no consciousness of anything; or, as we are told, it is really a change: a migration of the soul from this place to another.