Her şeyi hurdaya ayırmamız gerekir.
- We should scrap the whole thing.
Hükümet bazı eski uçakların hurdaya ayırmayı planlıyor.
- The government plans to scrap some of the older planes.
Tom Mary adresini istedi ve onu bir parça kâğıt üzerine not etti.
- Tom asked for Mary's address and wrote it down on a piece of scrap paper.
Onun telefon numarasını bir kâğıt parçasına yazdım.
- I wrote down his phone number on a scrap of paper.
Vay, gerçekten berbat bir ruh halindesin. Kavgacı olma.
- Wow, you're really in a bad mood. Don't get scrappy.
Sana kupürler albümümü göstereyim.
- Let me show you my scrapbook.