Tom'un vize alamadığını duymak bizi hayal kırıklığına uğrattı.
- We were disappointed to hear that Tom couldn't get a visa.
Amerikalıların Çin'e seyahat etmeleri için bir vizeye ihtiyaçları var.
- Americans need a visa to travel to China.
Lütfen bana vize verin.
- I beg you, give me a visa.