Biz muhtemelen yarışmayı ertelemeliyiz.
- We should probably postpone the competition.
Tom yarışmadan ayrıldı.
- Tom dropped out of the competition.
Birçok muhalif Sibirya'ya gönderildi.
- Many opponents were sent to Siberia.
Kamuoyu, destekçiler ve muhalifler olarak keskin bir şekilde bölündü.
- Public opinion has been sharply divided into supporters and opponents.
O, rakiplerine göre cömerttir.
- He is generous to his opponents.
Onlar onun rakiplerini tehdit etme tarzını beğenmediler.
- They did not like the way he threatened his opponents.
İşte çok rekabet var.
- There's a lot of competition in business.
Yabancı firmalardan kaynaklanan bir rekabetle karşı karşıyayız.
- We face competition from foreign suppliers.
Karşıtlar genetik mühendisliği bitkilerin çapraz döllenme yapabileceğini ve diğer bitkilere zarar verebileceğini söylüyorlar.
- Opponents say genetically engineered crops can cross-pollinate and damage other crops.
Çok müsabaka kazandı.
- He won many competitions.
Onun rakibine karşı bir şansı yok.
- He doesn't stand a chance against his opponent.
Lincoln eski siyasi rakibini karşıladı.
- Lincoln welcomed his old political opponent.
He wants to participate in the contest.
- He would like to take part in the competition.
... time, which is saying, hey, let's see if we can't get competition into the Medicare world ...
... of that inspiration was competition. Baseball makes progress; stores make progress in how ...