the central, or one of the central, bones of the carpus or or tarsus

listen to the pronunciation of the central, or one of the central, bones of the carpus or or tarsus
İngilizce - Türkçe

the central, or one of the central, bones of the carpus or or tarsus teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

central
{s} orta

Orta Asya'daki seyahatlerinden döndü. - He's back from his travels in Central Asia.

Kazakistan, Orta Asya'daki gelişmiş ülkelerden biridir. - Kazakhstan is one of the developed countries in Central Asia.

central
{s} merkezi

Ofisim kentin merkezinde. - My office is in the central area of the city.

Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu? - Is the central heating warm enough in the winter?

central
(Tıp) Merkezi, merkezde bulunan, santral, centralis
central
özeksel
central
ana

Amerikan İç Savaşı, kitabın ana temasıdır. - The American Civil War is the central theme of the book.

Kıskançlık, Amerikan yaşamının ana gerçeğidir. - Envy is the central fact of American life.

central
temel

Cesaret, Hanuka'nın temel bir ilkesidir. - Bravery is a central principle of Hanukkah.

central
santral
central
uygun
central
{i} telefon santralı
central
{s} önde gelen
central
central heating kalorifer tesisatı
central
ortada olan
central
{s} esas

Bu hastalık esas olarak merkezi sinir sistemini etkiler. - This disease affects mainly on the central nervous system.

central
{s} ana, belli başlı
central
(isim) santral [amer.], santral memuru [amer.]
central
(Diş Hekimliği) Merkeze yakın olan
central
(sıfat) merkezi, merkezde olan, orta, esas, asıl, önde gelen, baş
İngilizce - İngilizce
centrale
central
the central, or one of the central, bones of the carpus or or tarsus