Ben kaderime boyun eğmek için zorlandım.
- I was forced to submit to my fate.
Kader benim lehine döndü.
- Fate has turned in my favour.
Hiçbir amacı yokmuş gibi görünen ama var olmaktan başka bir kaderi olmadığı da açık olan bir sonsuzluktaki sonsuz gelecekte neler olacak?
- What will happen in the eternal future that seems to have no purpose, but clearly just manifested by fate?
Sonunda iki aile kaderini kabul etti.
- In the end the two families accepted their fate.
Tutsakların kaderi görüşmenin sonucuna göre değişir.
- The fate of the hostages depends on the result of the negotiation.
Ölüm herkesin kaderidir.
- Death is everyone's fate.
Belki ölüme meydan okumamalısın.
- Maybe you shouldn't tempt fate.