Güzel Fransızca lisanı kayboldu.
- The beautiful French language is lost.
Siyah saçlı güzel kız parkta idi.
- The beautiful girl with black hair was in the park.
Ben senden daha güzelim.
- I am more beautiful than you.
O çok güzeldir, daha neyse çok akıllıcadır.
- She is very beautiful, and what is more, very wise.
Tom sadece güzel kızlardan hoşlanıyor.
- Tom likes only beautiful girls.
Bir dağ sırtı eteğinde güzel bir şehirde yaşamak çok hoştur.
- It's very pleasant to live in a beautiful city at the foot of a mountain ridge.
Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.
- This catterpillar will turn into a beautiful butterfly.
Piknik için harika bir gün, değil mi?
- Isn't it a beautiful day for a picnic?
Buz pateni zarif ve güzel olabilir.
- Ice skating can be graceful and beautiful.
O güzel ve ayrıca çok zarif.
- She is beautiful, and what is more, very graceful.
Bu çiçek tatlı kokuyor.
- This flower smells beautiful.
Leyla şimdiye kadar tanıdığım en tatlı ve en güzel kızdı.
- Layla was the sweetest and most beautiful girl I have ever met.
Çiçekler o kadar narin ve güzeldir ki şiirler ve metaforlar olmadan onlar hakkında konuşamazsın.
- Flowers are so fragile and so beautiful, that you can't speak about them without poetry or metaphors.
Kiraz çiçekleri çok güzeldir.
- Cherry blossoms are very beautiful.
Beautiful! What a catch! (referring to an athlete catching a ball).
Beautiful! I dropped the soup on the floor!.
The skater performed a beautiful axel.
... But she's beautiful. ...
... the visitor admire the beautiful mosaic of christ as a glorious symbol of ...