Talihsizlik at sırtında gelir ama yürüyerek yola devam eder.
- Misfortune arrives on horseback but departs on foot.
At sırtında bir adam yol boyunca geldi.
- A man on horseback came along the path.
Talihsizlik at sırtında gelir ama yürüyerek yola devam eder.
- Misfortune arrives on horseback but departs on foot.
Polo gibi at sırtında oynanılan bir oyunun aksine futbol aslında ayakla oynanılan bir top oyunu demekti.
- Football originally meant a game played with a ball on foot - unlike a game played on horseback, such as polo.
Polo gibi at sırtında oynanılan bir oyunun aksine futbol aslında ayakla oynanılan bir top oyunu demekti.
- Football originally meant a game played with a ball on foot - unlike a game played on horseback, such as polo.
Yere sadece yürüyerek veya at sırtında ulaşılabilir.
- The place is only accessible on foot or on horseback.