Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur.
- Tea and coffee helps to start the day.
Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir.
- If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.
Fransızca öğrenmeye başlamak istiyorum. Çalışmak için bana biraz malzeme tavsiye edebilir misin?
- I want to start learning French. Can you recommend me any materials to study with?
O ciddi olarak çalışmaya başladı.
- He started to study in earnest.
Tom Mary ile çalışmaya başladığından beri üç yıl oldu.
- It's been three years since Tom started working for Mary.
Çocuklar kanapenin üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
- The children started bouncing up and down on the couch.
Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
- Tom started bouncing up and down on the bed.
İyi bir başlangıç yapmak savaşın yarısıdır.
- Making a good start is half the battle.
Biz erken bir başlangıç yaptık.
- We got an early start.
Derhal başlamak zorunda kalacaksın.
- You'll have to start at once.
Çok uzun bir tatil birini tekrar işe başlamak için isteksiz yapar.
- Too long a holiday makes one reluctant to start work again.
Tom beni daha avantajlı başlattı.
- Tom gave me a head start.
Ben bir aile kurmak istiyorum.
- I want to start a family.
Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır.
- Tom is ready to settle down and start a family.