Uzun vadeli çıkarların uğruna, biz geliştirme departmanını satmaya karar verdik.
- For the sake of long-term interests, we have decided to sell the development department.
Kelime işlemcilerinin gelişimi Japoncayı kolaylıkla yazmamızı sağladı.
- The development of word-processors has enabled us to type Japanese easily.
İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.
- After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished.
Fadıl, Kahire yakınlarındaki bir sitede yaşıyordu.
- Fadil lived in a housing development near Cairo.
Yerel yönetim, sürdürülebilir kalkınma konusunda çok endişeli.
- The local government is very concerned about sustainable development.
O, sürdürülebilir kalkınma konusunda bir uzmandır.
- He is an expert in sustainable development.