Termometre 15 derecede durdu.
- The thermometer stood at 15 degrees.
Termometre sıfırın altında üç derece olarak okuyor.
- The thermometer reads three degrees below zero.
Onun büyük babası yüksek rütbeli bir askerdi.
- His grandfather was a soldier of high degree.
Senin bir mezuniyet diploman var.
- You have a bachelor's degree.
Diplomanı nerede aldın?
- Where did you get your degree?
Ben bir lisans derecesi aldım.
- I earned a bachelor's degree.
İngiltere'de yüksek lisans dereceleri çok yaygın değildir.
- Master's degrees in Britain are not very common.