the amount that an entity possesses a certain property; proportion or extent

listen to the pronunciation of the amount that an entity possesses a certain property; proportion or extent
İngilizce - Türkçe

the amount that an entity possesses a certain property; proportion or extent teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

degree
{i} derece

Bugün ısı 30 santigrat dereceye kadar yükseldi. - Today, the temperature rose as high as 30 degrees Celsius.

Termometre sıfırın altında üç derece olarak okuyor. - The thermometer reads three degrees below zero.

degree
{i} rütbe

Onun büyük babası yüksek rütbeli bir askerdi. - His grandfather was a soldier of high degree.

degree
{i} aşama
degree
{i} diploma

Diplomanı nerede aldın? - Where did you get your degree?

Tom kimya diplomasına sahiptir. - Tom has a chemistry degree.

degree
{i} ünvan
degree
{i} lisans

Tom yüksek lisansını üç yıl önce aldı. - Tom got his master's degree three years ago.

İngiltere'de yüksek lisans dereceleri çok yaygın değildir. - Master's degrees in Britain are not very common.

degree
sıcaklıkölçer
degree
düzey
degree
kademe
degree
öğrenim derecesi
degree
derece derece
degree
by degrees yavaş yavaş
degree
(isim) derece, lisans, diploma, ünvan, rütbe, karşılaştırmalı üstünlük derecesi [dilb.]; aşama, evre; sıralı notalar
degree
{i} evre
degree
{i} fiz., (Geometri) derece
degree
üstünlük dere
degree
degree of latitudeparalel derecesi degree of longitude meridyen derecesi
degree
comparative degree mukayese derecesi
degree
{i} karşılaştırmalı üstünlük derecesi [dilb.]
degree
{i} derece, basamak, aşama, rütbe, mertebe
İngilizce - İngilizce
degree
the amount that an entity possesses a certain property; proportion or extent

    Heceleme

    the a·mount that an en·ti·ty possesses a cer·tain property; pro·por·tion or ex·tent

    Telaffuz