O zamana kadar, infazı erteliyoruz.
- Until then, we are postponing the execution.
O, yerlileri akrabalarının idam edilmelerine tanık olmaya zorladı.
- He forced the natives to witness the execution of their relatives.
İdamdan önce aylar boyunca vahşice işkence gördüler.
- Before their execution, they were tortured savagely for months.
On yedinci saatte yürütmenin durdurulması emredildi.
- A stay of execution was ordered at the eleventh hour.