O, çalmaya tenezzül etti.
- He descended to stealing.
O çalma yeteneğine sahiptir.
- He is capable of stealing.
O çalmaktan suçludur.
- He is guilty of stealing.
Kurabiyeleri çalarken belirlendi.
- He was spotted stealing cookies.
Hırsızlık yaparken yakalandı.
- He was caught in the act of stealing.
Şimdiye kadar kimse Tom'u hırsızlık yaparken yakalamadı.
- Nobody ever caught Tom stealing.
Bir ünlü taktisyen, Christopher Columbus bir zamanlar onların tüm sebze ve meyvelerini çalarak, böylece onlara iskorbüt vererek tüm korsan filosunu yok etti,
- A renowned tactician, Christopher Columbus once downed an entire pirate fleet by stealing all of their fruits and vegetables, thus giving them scurvy.