Cümleler için bir pazar olsaydı, dil bilgisi spekülasyonlarımız birdenbire anlam bulurdu.
- If there existed a market for sentences, our grammatical speculations would suddenly make sense.
O tam bir spekülasyondur.
- That's pure speculation.
Ben başıboş tahminle meşgul olmam.
- I don't engage in idle speculation.