the act of taking rest in sleep, sleep

listen to the pronunciation of the act of taking rest in sleep, sleep
İngilizce - Türkçe

the act of taking rest in sleep, sleep teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

sleeping
{i} uyuyan

Uyuyan bir aslanı uyandırma. - Wake not a sleeping lion.

Uyuyan bir köpek gördüm. - I saw a sleeping dog.

sleeping
{s} uyku

Tom uyku tulumundan çıkamıyor. Fermuar sıkışmış. - Tom can't get out of his sleeping bag. The zipper is stuck.

Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü. - Dalida died from an overdose of sleeping pills.

sleeping
uyku hali
sleeping
uykuda

Uykudan sonra Tom eminim daha iyi bir ruh hali içinde olacaktır. - After sleeping, Tom will surely be in a better mood.

sleeping
{f} uyu

Vaktiyle bir adam ve karısı vardı. İçinde oturacak evleri yoktu. Tarlalarda yaşıyorlardı ve bir ağacın dibinde uyuyorlardı. - Once upon a time, there was a man and his wife. They had no house. They were living in the fields and sleeping at the foot of a tree.

Robin uyurken çok sevimli görünüyor. - Robin looks very cute when he's sleeping.

sleeping
sleeping sickness uy
the act of
eyleminin
sleeping
uyku için kullanılan
sleeping
sleeping bag uyku tulumu
sleeping
sleeping partnerişin idaresine karışmayan ortak
sleeping
{i} uyuma

Bir odada klima olmadan uyumaya alışkınım. - I'm accustomed to sleeping in a room without air conditioning.

Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir. - You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.

sleeping
(isim) uyuma
sleeping
sleeping car yataklı vagon
sleeping
uykudaki
sleeping
sleeping Beauty Uyuyan Güzel
sleeping
(sıfat) uyku, uyuyan, uyumaya yarayan, uyutan
sleeping
sleeping pill uyku hapı
sleeping
{s} uyumaya yarayan
İngilizce - İngilizce
{n} sleeping
the act of taking rest in sleep, sleep