the act of reserving, or keeping back; reservation; exception

listen to the pronunciation of the act of reserving, or keeping back; reservation; exception
İngilizce - Türkçe

the act of reserving, or keeping back; reservation; exception teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

reserve
{f} rezerve ettirmek
reserve
{f} ayırmak

Ben birinci sınıf bir kamara ayırmak istiyorum. - I want to reserve a first-class stateroom.

reserve
{f} ayırtmak

Bir taksi ayırtmak daha hızlıdır. - It's faster to reserve a taxi.

Bu trende yer ayırtmak istiyorum. - I'd like to reserve a seat on this train.

reserve
yedek
reserve
{i} ihtiyat
reserve
(Kanun) karşılık
reserve
barındırmak
reserve
(Kanun) mahfuz tutmak
reserve
yedek güçler
reserve
korumak
reserve
{f} ayır

Saat altıda dört kişilik bir masa ayırtmak istiyorum. - I'd like to reserve a table for four at six.

Otel odamı üç hafta önceden ayırttım. - I reserved my hotel room three weeks in advance.

the act of
eyleminin
reserve
{f} ayırtmak: I reserved a table for four at the restaurant. Lokantada dört kişilik bir masa ayırttım
reserve
belirli bir amaç için ayrılmış
reserve
hakkını muhafaza etmek
reserve
{f} tutmak
reserve
{i} ön koşul
reserve
ayır,v.rezerve et: n.rezerv
İngilizce - İngilizce
reserve

I accept your view with one reserve.

the act of reserving, or keeping back; reservation; exception