Fakat onun uyarısını ihmal edemem.
- I cannot, however, neglect his warning.
Tom işini ihmal etti.
- Tom neglected his work.
Tom görevini ihmal etmekle suçlandı.
- Tom was accused of neglecting his duty.
O, görevini ihmal etmekle suçlandı.
- He was blamed for neglect of duty.
Sağlığımı ihmal ettiğim için pişmanım.
- I regret having neglected my health.
Tom işini ihmal etti.
- Tom neglected his work.
Ev bakımsızlık belirtileri gösteriyor.
- The house shows signs of neglect.