the act of narration

listen to the pronunciation of the act of narration
İngilizce - Türkçe

the act of narration teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

telling
tesirli olarak
telling
çarpıcı
telling
anlatarak

Neden bize nasıl hissettiğini anlatarak başlamıyorsun? - Why don't you start by telling us how you feel?

Tom onlara bir hikaye anlatarak bir grup çocuğun önünde oturuyordu. - Tom was sitting in front of a group of children, telling them a story.

telling
anlatma

Hiç Fransızca fıkra anlatmayı denedin mi? - Have you ever tried telling a joke in French?

Daha sonra ne olacağını anlatmak yok. - There is no telling what will happen next.

telling
etkili
telling
{f} anlat

Onun ve Mary'nin Fuji dağına tırmandıkları zamanı Tom'un bana anlattığını hatırlıyorum. - I remember Tom telling me about the time he and Mary had climbed Mt. Fuji.

Birdebire su aygırlarını bana niçin anlatıyorsun? O ve senin on iki kırmızı akvaryum balığının arasındaki bağlantıyı anlamıyorum. - Why are you telling me about hippos all of the sudden? I don't see the connection between that and your twelve red goldfishes.

telling
(duygu/görüş/vb.) açığa çıkaran
telling
belirten
telling
gösteren
the act of
eyleminin
telling
{s} belli eden
telling
{i} söyleme

Tom'a ne olduğunu söylemenin nesi var? - What's wrong with telling Tom what happened?

Ne zaman hastalanacağımızı söylemek imkansız. - There is no telling when we will fall ill.

telling
(isim) söyleme
telling
(Askeri) İHBAR: Hava gözetlemesi ve taktik durumla ilgili esasların, hava savunma birlikleri arasında, haberleşme vasıtasıyla alınıp verilmesi işlemi. Ayrıca bakınız: "track telling"
telling
{s} tesirli
telling
açığa vuran/etkili
telling
tellingly etkili bir şekilde
telling
{s} etkili; etkileyici; çarpıcı
İngilizce - İngilizce
telling
the act of narration

    Heceleme

    the act of nar·ra·tion

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi äkt ıv nereyşın

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈakt əv neˈrāsʜən/ /ðiː ˈækt əv nɛˈreɪʃən/