İngilizce - Türkçe
the act of inflicting corporal punishment with repeated blows teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- beating
- dövme
Onlar onu dövmeye başladılar.
-They begin beating her.
Tom Mary'yi dövmeye devam etti.
-Tom kept beating Mary.
- beating
- {i} dayak
Tom geçen hafta dayak yemiş.
-Tom took a beating last week.
Tom babasından acımasız bir dayak yedi.
-Tom received a brutal beating from his father.
- beating
- kötek
- beating
- {i} dayak atma
- beating
- vurarak
- beating
- mariz
- beating
- (Tıp) vuru
Yağmur pencerelere vuruyor.
-The rain is beating against the windows.
Yağmur pencerelere vuruyordu.
-The rain was beating against the windows.
- beating
- döğüş
- beating
- (Kanun) kaba dayak
- beating
- yenilgi
İşçiler iş krizinde mali yenilgi alıyorlar.
-Workers are taking a financial beating in the employment crisis.
- beating
- {f} vur
Yağmur pencerelere vuruyordu.
-The rain was beating against the windows.
Onun hayvana vurduğunu gördüm.
-I saw him beating the animal.
- beating
- dövüş
- the act of
- eyleminin
- beating
- (isim) dövme, dayak, dayak atma, pataklama (Argo), vuruş, kötek; yenilgi; bozgun; sopa
- beating
- {i} sopa
- beating
- beat vur/dön/yen
- beating
- {i} pataklama (Argo)
- beating
- {i} vuruş
İlgili Terimler
the act of inflicting corporal punishment with repeated blows
Heceleme
the act of inflicting cor·po·ral pun·ish·ment with re·pea·ted blowsTürkçe nasıl söylenir
dhi äkt ıv înflîktîng kôrprıl pʌnîşmınt wîdh ripitıd blōzTelaffuz
/ᴛʜē ˈakt əv ənˈfləktəɴɢ ˈkôrprəl ˈpənəsʜmənt wəᴛʜ rēˈpētəd ˈblōz/ /ðiː ˈækt əv ɪnˈflɪktɪŋ ˈkɔːrprəl ˈpʌnɪʃmənt wɪð riːˈpiːtəd ˈbloʊz/
Resimler
Favoriler