the act of carrying, transporting, or conveying

listen to the pronunciation of the act of carrying, transporting, or conveying
İngilizce - Türkçe

the act of carrying, transporting, or conveying teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

carriage
makinenin oynak parçası
carriage
(Ticaret) taşıma ücreti
carriage
(Bilgisayar) kayarga
carriage
at arabası
carriage
nakliye
carriage
araba

O senin at araban mı? - Is that your carriage?

Prenses altından yapılmış bir arabaya bindi. - The princess rode in a golden carriage.

carriage
vagon

Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı. - Automobiles replaced carriages.

O, vagona girmek istedi. - She wanted to enter the carriage.

carriage
yürüyüş biçimi
the act of
eyleminin
carriage
bir makinanın diğer kısımları taşıyan parçası
carriage
{i} tavır
carriage
(İnşaat) taşıyıcı

Bunlar birinci sınıf taşıyıcılar değil. - These are not first-class carriages.

carriage
{i} nakliye ücreti
carriage
şaryo
carriage
{i} duruş, duruş biçimi
carriage
{i} navlun
carriage
(Askeri) KUNDAK: bkz: "gun carriage"
carriage
{i} nakliye, taşıma
carriage
{i} taşıyıcı alttakım
İngilizce - İngilizce
carriage
the act of carrying, transporting, or conveying