Eve vardıktan sonra derhal bir yemek hazırlamaya girişti.
- Upon arriving home, he immediately set about preparing a meal.
Onlar evlerimizin dışına bomba yerleştirdiler.
- They planted bombs outside our homes.
Bomba Tom'un evini parçalara ayırdı. İyiki, o anda evde değildi.
- The bomb blew Tom's house to smithereens. Fortunately, he wasn't at home at the time.
Arnavut kaldırımlı dar sokaklarda, eve geri dönüş yolunu asla bulmayacaksın.
- You'll never find the way back home, through narrow streets of cobblestone.
Darmadağın bir evde yaşamak çok streslidir.
- Living in a cluttered home is very stressful.
Tom bir bakımevine kondu.
- Tom was put in a nursing home.
Tom ülkesinde bir kız arkadaşı olduğunu Mary'ye söylemedi.
- Tom had not told Mary that he had a girlfriend back home.
He enter'd in the house—his home no more, / For without hearts there is no home; .