Yükselen bir gelgit tüm tekneleri kaldırır.
- A rising tide lifts all boats.
Tepeden görülen yükselen güneş güzeldi.
- The rising sun seen from the top was beautiful.
Yarın erken kalkarsan, doğan güneşi görebilirsin.
- If you get up early tomorrow, you can see the rising sun.
Doğu doğan güneşle aydınlandı.
- The east was brightened by the rising sun.
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
- The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
Güneş şimdi yükseliyor.
- The sun is rising now.
Eylül 1929 da, hisse senedi fiyatları yükselişini durdurdu.
- In September, 1929, stock prices stopped rising.
Doğuda güneş doğmak üzereydi.
- The sun was on the point of rising in the east.
Kime oy verirsen ver, fiyatlar yükselmeye devam edecek.
- Whoever you vote for, prices will go on rising.
Dünya nüfusu yükselmeye devam ederse herkesi nasıl besleyeceğiz?
- How will we feed everyone if the world's population keeps rising?