that which is drawn or is subject to drawing

listen to the pronunciation of that which is drawn or is subject to drawing
İngilizce - Türkçe

that which is drawn or is subject to drawing teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

draw
{f} çekmek: He drew the tray of food closer to his plate. Yemek tepsisini tabağına doğru çekti
draw
çekmek sürüklemek
draw
çekmek (su)
draw
çekmek (para)
draw
çekmek (perdeyi)
draw
ilgisini çekmek
draw
{i} çekiş

O, onun bir resim çekişini izledi. - She watched him draw a picture.

draw
{f} kazanmak
draw
{i} çekim

Manyetik bir çekimle birbirlerine çekildiler. - They were drawn to each other by a magnetic attraction.

draw
çekmek

O onun dikkatini çekmek için kasten mendilini düşürdü. - She dropped her handkerchief on purpose to draw his attention.

Bu sebeple, Komite'nin Parlamento'nun Görünmez Üyeleri hakkındaki raporuna dikkat çekmek isterim. - I would therefore like to draw attention to the Report of the Committee on Invisible Members of Parliament.

draw
ilerlemek
draw
(fiil) resmetmek, çizmek, yazmak, karalamak; çekmek, fıçıdan çekmek; yaklaşmak; germek; teşvik etmek; almak, kazanmak; ikna etmek; sorguya çekmek; keşide etmek; düzenlemek, taslağını çizmek; silâh çekmek; demlemek; devam etmek; kura çekmek, kâğıt çekmek
draw
emmek ilham almak
draw
{f} (su) çekmek
draw
silah çekmek
draw
{f} demlemek
draw
{f} karalamak
draw
{f} keşide etmek
draw
{i} çekme, çekiş
draw
{i} (piyangoda) çekiliş; kura
İngilizce - İngilizce
draw
that which is drawn or is subject to drawing

    Heceleme

    that which I·s drawn or I·s sub·ject to draw·ing

    Türkçe nasıl söylenir

    dhıt hwîç îz drôn ır îz sıbcekt tı drôîng

    Telaffuz

    /ᴛʜət ˈhwəʧ əz ˈdrôn ər əz səbˈʤekt tə ˈdrôəɴɢ/ /ðət ˈhwɪʧ ɪz ˈdrɔːn ɜr ɪz səbˈʤɛkt tə ˈdrɔːɪŋ/