Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.
- A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low.
Orijinal qipao geniş ve boldu.
- The original qipao was wide and loose.
New York'un caddeleri çok geniştir.
- The streets of New York are very wide.
Oturma odamda geniş pencereler var.
- My living room has wide windows.
Depremden sonra yaygın bir panik vardı.
- There was widespread panic after the earthquake.
İngilizce dünyada en yaygın konuşulan dildir.
- English is by far the most widely-spoken language in the world.
Ön kapı sonuna kadar açıktı.
- The front door was wide open.
Pencere tamamen açıktı.
- The window was wide open.
İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.
- There is a wide gap in the opinions between the two students.
Tom bütün gece tamamen uyanık kaldı.
- Tom remained wide awake the whole night.
Nedense, tamamen uyanığım ve uykuya dalamıyorum.
- For some reason, I'm wide awake and can't fall asleep.
Fadıl kapıyı ardına kadar açık buldu.
- Fadil found the door wide open.
Gözlerinizi ardına kadar açık tutun.
- Keep your eyes wide open!