that extremity of a leaf, fruit, etc

listen to the pronunciation of that extremity of a leaf, fruit, etc
İngilizce - Türkçe

that extremity of a leaf, fruit, etc teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

base
üs

Yanlış yapmak yok: Biz birliklerimizi Afganistan'da tutmak istemiyoruz. Biz orada askeri üs aramıyoruz. - Make no mistake: we do not want to keep our troops in Afghanistan. We seek no military bases there.

Buraya yakın bir askeri üs var. - There is a military base near here.

base
(Kimya) Baz

Onlar bazen beyzbol oynarlar. - They sometimes play baseball.

Bazı insanlar beyzbol sever, diğerleri futbol sever. - Some people like baseball, others like soccer.

base
{i} alt

Simyagerler kurşun gibi baz metalleri altına dönüştürmeye çalıştı. - Alchemists tried to turn base metals such as lead into gold.

Simyagerler adi metalleri altına ve gümüşe dönüştürmeye çalıştılar. - Alchemists tried to transmute base metals into gold and silver.

base
{i} kök
base
(fiil) dayandırmak, kurmak, tesis etmek
base
süfli
base
değersiz
base
başlama sayısı
base
(İnşaat) süpürgelik
base
(Arkeoloji) sütun altlığı
base
{f} dayan

Komedyenler şakalarını şiddetli ölüm ya da ciddi kazalar gibi trajik durumlara dayandırırlar. - Comedians base their jokes on tragic situations like violent death or serious accidents.

Onun fikirleri onun deneyimine dayanmaktadır. - His ideas are based on his experience.

base
düzlem

Geometri noktalar, çizgiler ve düzlemlere dayalıdır. - Geometry is based on points, lines and planes.

base
merkez

Corsairfly, Paris merkezli bir havayoludur. - Corsairfly is an airline based in Paris.

Chicago Cubs, Chicago, Illinois merkezli bir profesyonel beyzbol takımıdır. - The Chicago Cubs are a professional baseball team based in Chicago, Illinois.

base
{s} alçak, adi, rezil
base
(Mühendislik) taban, kaide, temel
base
baseboard süpürgelik
base
{i} başlangıç sayısı
base
{i} depart
base
(Tıp) Esas, baz, temel
İngilizce - İngilizce
base
that extremity of a leaf, fruit, etc