Bu çocuk küçük bir şeytan.
- That kid is a little demon.
Şeytan kız kardeşimi yakaladı ve, muazzam bir kahkahayla, onu dipsiz bir çukura fırlattı.
- The demon grabbed my sister and, with howling laughter, cast her into a bottomless pit.
Avrupalılar iblislerin kıtasını temizlemek için bir cinci hoca tuttu.
- The Europeans hired an exorcist to cleanse their continent of demons.
Tom iyi ve kötü cinler olduğuna inanır.
- Tom believes that there are good and evil demons.
Speak of the devil and he is sure to appear.
- Wenn man vom Teufel spricht ...
Speak of the devil...
- Wenn man vom Teufel spricht ...
Devils are hiding among the rocks.
- Teufel verstecken sich zwischen den Felsen.
If men are wolves then women are devils.
- Wenn Männer Wölfe sind, sind Frauen Teufel.