Everyone should be wary.
- Herkes tetikte olmalı.
Be on your guard against her.
- Ona karşı tetikte ol.
We must remain vigilant.
- Biz tetikte kalmalıyız.
You can't be too vigilant.
- Çok tetikte olamazsın.
A tsunami is coming, so please be on the alert.
- Bir tsunami geliyor, bu yüzden tetikte olun.
He didn't want to be cheated again, and was always on the alert.
- O tekrar aldatılmak istemiyordu ve her zaman tetikteydi.
Do not try to run away, please, because the eyes of your enemies are watchful.
- Lütfen kaçmaya çalışma, çünkü düşmanının gözleri tetikte.
Tom took his finger off the trigger.
- Tom parmağını tetikten çekti.
Sputnik 1, launched in 1957, triggered the Space Race.
- Sputnik 1, 1957'de fırlatıldı, uzay yarışını tetikledi.
We must be alert to dangers.
- Tehlikeler için tetikte olmalıyız.
You can't be too vigilant.
- Çok tetikte olamazsın.
We must remain vigilant.
- Biz tetikte kalmalıyız.
A tsunami is coming, so please be on the alert.
- Bir tsunami geliyor, bu yüzden tetikte olun.
Be on alert. The evacuation order may occur at any moment.
- Tetikte ol. Tahliye emri herhangi bir zamanda olabilir.
Do not try to run away, please, because the eyes of your enemies are watchful.
- Lütfen kaçmaya çalışma, çünkü düşmanının gözleri tetikte.