Dan was sent to a maximum security facility in Florida.
- Dan Florida'da bir maksimum güvenlik tesisine gönderildi.
Tom has a facility for acquiring foreign languages.
- Tom'un yabancı dil edinimi için bir tesisi var.
A sewage treatment plant discharged toxic chemicals into the town's water supply.
- Bir atık su arıtma tesisi şehrin su kaynağının içine zehirli kimyasallar boşalttı.
Our company is planning to build a new chemical plant in Russia.
- Şirketimiz Rusya'da yeni bir kimya tesisi kurmayı planlıyor.
We have ninety minutes to carry the concrete from the mixing plant to the worksite.
- Karıştırma tesisinden şantiyeye beton taşımak için doksan dakikamız var.
He works for a plumbing company.
- O bir sıhhi tesisat şirketi için çalışıyor.
Bush thinks that he has been sent by God to establish justice on Earth.
- Bush yeryüzünde adaleti tesis etmek Allah tarafından gönderildiğini düşünüyor.
The lack of modern post facilities caused trouble for many shippers.
- Post modern tesislerin eksikliği birçok nakliyatçılar için sıkıntıya neden oldu.
The lack of modern post facilities caused trouble for many shippers.
- Modern sonrası tesislerin eksikliği birçok nakliyatçılar için sıkıntıya neden oldu.