I think it is a mere coincidence.
- Sanırım o sadece bir tesadüf.
I wonder if it really was a coincidence.
- Gerçekten bir tesadüf olup olmadığını merak ediyorum.
It happened that I saw my teacher at the station.
- Tesadüfen istasyonda öğretmenimi gördüm.
When I was in New York, I happened to meet my old friend.
- Ben New York'ta iken, tesadüfen eski arkadaşımla karşılaştım.
I only found out about it purely by accident.
- Ben onun hakkında tamamen tesadüfen öğrendim.
The war didn't break out by accident.
- Savaş tesadüfen patlak vermedi.
I chanced on a beautiful girl.
- Tesadüfen güzel bir kıza rastladım.
By chance, I met your brother on the street.
- Tesadüfen, caddede senin erkek kardeşine rastladım.
Maybe it was just a fluke.
- Belki de bu sadece bir tesadüftü.
I thought it was a fluke.
- Ben onun bir tesadüf olduğunu düşündüm.