ters teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- back
Say the alphabet backwards.
- Alfabeyi tersten oku.
Tom wiped his mouth with the back of his hand.
- Tom elinin tersiyle ağzını sildi.
- unfavorable
- opposite
By mistake I boarded a train going in the opposite direction.
- Yanlışlıkla ters yöne giden bir trene bindim.
This is the opposite of what I expected.
- Bu, benim beklediğimin tersi.
- reverse
He did the reverse of what I asked.
- O, istediğimin tersini yaptı.
Seasons are reversed in the southern hemisphere.
- Mevsimler Güney yarım kürede tersine çevrilir.
- adverse
The way to protect yourself and your family from being adversely affected by television is to be more selective of the programmes you watch.
- Kendinizi ve ailenizi televizyonun ters etkilerinden korumanın yolu, izlediğiniz programlar için daha seçici olmaktır.
- unfavourable
- contrary
Contrary to expectations, they won with ease.
- Beklentilerin tersine onlar kolaylıkla kazandı.
War doesn't bring on peace; on the contrary, it brings pains and grief on both sides.
- Savaş, barış getirmez. Tam tersine, o acı ve keder getirir.
- amiss
- awry
Their plans have gone awry.
- Onların planları ters gitti.
- on the cross
- droppings
- dung
- face down
Tom put the card face down on the table.
- Tom kartı ters çevirerek masaya koydu.
- curt
Don't you think it's rude to give people such a curt reply like that?
- İnsanlara böyle ters bir cevap vermenin kabalık olduğunu düşünüyor musun?
- back to front
- cross-grained
- excrement
- invers
The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass.
- İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.
- forbidding
- contra
He's not lazy. On the contrary, I think he's a hard worker.
- O tembel değildir, tam tersine sıkı çalışan biri olduğunu düşünüyorum.
I hate to contradict you.
- Seninle ters düşmekten nefret ediyorum.
- perverse
I just bet you were thinking something perverse just now.
- Ben, şu anda ters bir şey düşündüğüne dair bahse girerim.
- reversed
Seasons are reversed in the southern hemisphere.
- Mevsimler Güney yarım kürede tersine çevrilir.
- badtempered
- bad-tempered
The bad-tempered man snapped at his daughter.
- Kötü huylu bir adam kızını tersledi.
- (Pisikoloji, Ruhbilim) invert
- disappointing
- the wrong way round
- tart
- (Denizbilim) revers
That's reversing the logical order of things.
- Bu, şeylerin mantık sırasını ters çevirmedir.
Seasons are reversed in the southern hemisphere.
- Mevsimler Güney yarım kürede tersine çevrilir.
- bilious
- agin
- cross
- short
- ill-natured
- violent
- crusty
- bad tempered
- facedown
- backwards, in the opposite direction; in the wrong direction
- wrong, completely inappropriate (job, plan, idea)
- counter
Turn the knob counterclockwise.
- Tokmağı saat yönünün tersine çevirin.
That would be counterproductive.
- O tamamen ters etkili olurdu.
- wrong or opposite (direction, road)
- grumpy
- inverted
- agley
- reverse or back (of something); opposite or other side, edge, or end: kumaşın tersi the other side of the fabric
- cranky
- converse
- awkward
- unfavourable [Brit.]
- churlish
- inverted; turned inside out
- backwards
The students laughed under their breath when they saw that the teacher had put on his sweater backwards.
- Öğrenciler öğretmenin kazağını ters giydiğini gördüklerinde alçak sesle güldüler.
I think you've got it backwards.
- Onu ters anladın sanırım.
- blunt edge (of a cutting implement)
- backward
The students laughed under their breath when they saw that the teacher had put on his sweater backwards.
- Öğrenciler öğretmenin kazağını ters giydiğini gördüklerinde alçak sesle güldüler.
Your sweater is on backwards.
- Kazağını ters giymişsin.
- wrong
Many people think that sponge cake is difficult to bake, but if you use enough eggs, nothing can really go wrong.
- Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.
Tom got up on the wrong side of the bed and has been grouchy all day.
- Tom yatağın ters tarafından kalktı ve bütün gün suratsızdı.
- bad-tempered, peevish, cantankerous, ornery; cross-grained
- perverse, wrong-headed, contrary
- inversely
The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass.
- İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.
- opposing
- mis
I put my gloves on inside out by mistake.
- Yanlışlıkla eldivenlerimi ters yüz giydim.
Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
- Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
- (Matematik) opposite (angle)
- sub
- upside down
He was reading a paper upside down.
- Bir gazeteyi ters olarak okuyordu.
He turned the table upside down.
- O, tabloyu ters çevirdi.
- reverse; opposite, contrary; converse, inverse; wrong; inverted; surly, grumpy, moody, churlish, perverse, forbidding, curt; upside down, the wrong way round; back/reverse of sth; excrement, dung, droppings
- prov. feces, excrement; dung; turd
- sharply, brusquely, curtly, or crossly
- wrongly
- bloody-minded
- inside out; back to front; upside down
- ters (taraf)
- wrong
- ters aksi
- reverse
- ters akım
- (Gıda) counter current
- ters akış
- counterflow
- ters ark
- arc-back
- ters bölü
- (Bilgisayar) backslash
- ters esiş
- (Askeri) back
- ters etki
- counterproductive
That would be counterproductive.
- O tamamen ters etkili olurdu.
- ters etki
- adverse effect
- ters etki
- (Politika, Siyaset) adversely effect
- ters fay
- (Jeoloji) thrust fault
- ters faz
- (Tıp) reversed phase
- ters görüntü
- (Bilgisayar) mirror image
- ters güç
- (Elektrik, Elektronik) inverse power
- ters huy
- ill-humor
- ters huylu
- disgruntled
- ters iğne
- (Teknik,Tekstil) purl
- ters oran
- inverse proportion
- ters seçim
- (Ticaret) adverse selection
- ters sonuç
- (Matematik) inverse
- ters yöne
- about
- ters yüz
- reverse
- ters yüz
- wrong side
He put on his sweater wrong side out.
- O kazağını ters yüz giydi.
- ters çevirmek
- reverse
Translation is easier than reverse translation.
- Çevirmek, ters çevirmekden daha kolaydır.
- ters öğe
- (Matematik) inverse element
- ters üssü
- (Bilgisayar) back prime
- ters ışın
- back beam
- Ters ışık
- (Fotoğrafçılık) Backlight, light that shines from behind an object
- ters bakma
- look opposite
- ters düşme
- reverse decline
- ters lale
- (Botanik, Bitkibilim) Crown imperial, Kaiser's crown, Fritillaria imperialis
- ters orantı
- Inverse ratio
- ters yönde
- in the opposite direction
- ters yüz etme
- to reverse
- ters yüz etmek
- to reverse
- ters adam
- (deyim) cross-patch
- ters adım
- reverse pitch
- ters akım
- return current
- ters akım
- inverse current
- ters akım
- reverse current
- ters akıntı
- countercurrent
- ters akıntı
- crosscurrent
- ters akış
- back flow, counterflow
- ters anlamak
- to misunderstand
- ters anlamak
- give a wrench to
- ters anlamak
- wrench
- ters anlamak
- take amiss
- ters anlamak
- misunderstand
- ters anlamak
- spell backward
- ters anlamak
- take a word in the wrong sense
- ters anlamak
- to misunderstand, misinterpret
- ters anlamak
- get it wrong
- ters anlamak
- wrest from meaning
- ters anlamlı
- ironic
- ters anlamlı
- ironical
- ters apre
- back finish
- ters açı
- opposite angle
- ters bakmak
- to look sourly or hostilely at (someone)
- ters bakış
- glower
- ters bakışla korkutmak
- browbeat
- ters baskı
- mirror printing
- ters bağlantılı
- back coupled
- ters bağıntı
- reciprocal relation
- ters cevap
- unkind answer
- ters cevap
- rebuff
- ters cevap
- counterblast
- ters cevap vermek
- to bite sb's nose off
- ters cevap vermek
- rebuff
- ters damarlı
- cross grained
- ters diyot
- backward diode
- ters diş
- (Otomotiv) left-hand thread
- ters doğrultmaç
- inverted rectifier
- ters doğum
- breech delivery
- ters durum
- adverse condition
- ters döndürme
- eversion
- ters döndürmek
- evert
- ters dönme
- turnabout
- ters dönme
- eversion
- ters dönme
- inversion
- ters dönmek
- overturn
- ters dönmek
- capsize
- ters dönmek
- turn upside down
- ters dönmek
- turn down
- ters dönmek
- turn
- ters dönmüş
- upturned
- ters düşen
- noncommital
- ters düşen
- inimical to
- ters düşmek
- be contrary
- ters düşmek
- be contradictory
- ters düşmek
- collide
- ters düşmek
- belie
- ters düşmek
- contradict
I hate to contradict you.
- Seninle ters düşmekten nefret ediyorum.
- ters düşmek
- differ
- ters düşmek
- to run counter to, go against
- ters düşmek
- go against
- ters erey
- (Matematik) inverse limit
- ters fay
- reverse fault
- ters fonksiyon
- inverse function
- ters geliyor
- it goes against the grain for me
- ters geliyor
- it goes against the grain with me
- ters gelmek
- (for something) to seem wrong or completely inappropriate to (someone)
- ters geribesleme
- inverse feedback, degenerative feedback
- ters gerilim
- inverse voltage, reverse voltage
- ters giriş
- (hukuk) reversal
- ters gitme
- back fire
- ters gitmek
- go awry
- ters gitmek
- back fire
- ters gitmek
- to go wrong
- ters gitmek
- go wrong
- ters gitmek
- miscarry
- ters gitmek
- not to go well
- ters gitmek
- to go wrong, turn out badly
- ters görüntü
- inverted image
- ters görüntü
- reverse image , reverse video
- ters hatve
- reverse pitch
- ters ilişki
- anal sex
- ters ilmikle örmek
- seam
- ters işlem
- inverse operation
- ters işler yapmak
- to get the cart before the horse
- ters işlev
- inverse function
- ters kanat
- inverted limb
- ters karbüratör
- downdraft carburettor
- ters kemer
- inverted arch
- ters kink
- (Jeoloji) reverse fault
- ters kosinüs
- inverse cosine
- ters kubbe
- inverted vault
- ters kırık
- reverse fault
- ters lobe
- (Havacılık) back lobe
- ters logaritma
- inverse logarithm
- ters lup
- (Havacılık) upside-down loop
- ters lup
- (Havacılık) outside looping
- ters metris
- inverse matrix
- ters motor
- inverted engine
- ters olarak
- invertedly
- ters olarak
- testily
- ters olarak
- against
- ters olarak
- backwards
- ters olarak
- wrong
- ters olarak
- wrongly
- ters olma
- inverse
- ters oran
- inverse ratio
- ters orantı
- math . inverse proportion
- ters orantılı
- inversely proportional
- ters orantılı olmak
- be in the inverse ratio
- ters osmoz su arıtma sistemi
- (Askeri) reverse osmosis water purification unit
- ters pers olmak
- 1. to fall flat on one's face. 2. to become very downcast, get very down in the mouth
- ters pile
- (Tekstil) inverted pleat
- ters reaksiyon
- reverse reaction
- ters redresör
- inverted rectifier
- ters senim
- contraflexure